Innovation for Finance

Charles Schwab "Project Bear"

Charlas Schwab Bankası fintech alanındaki yatırımlarına devam ediyor. Robo-danışmanlık hizmeti sunan firma, “Project Bear” adını verdiği yeni hizmeti ile yatırımcıların hatalı kararlar almasını engellemeyi hedefliyor.


Bu projede geliştirilen yapay zekâ temelli algoritmalar yatırımcıların davranışlarını ve demografik özelliklerini analiz ederek hatalı yatırım kararı alabilecek yatırımcıları tespit edebiliyor. Firma bu sayede, marketlerin düştüğü dönemlerde market hareketlerinden ve kendi duygularından etkilenerek yatırımlarını nakite çevirmek isteyen

yatırımcılarla iletişime geçip onların uzun vadede getirilerinin azaltmasına neden olabilecek yatırım kararları almalarının önüne geçmeyi hedefliyor.


Charles Schwab tarafından 2018 yılında denenmeye başlanan bu program umut vadeden sonuçlar verdi. Marketlerin ani ve sert düşüşler yaşadığı dönemlerde firmanın iletişime geçtiği yatırımcılar, iletişime geçilmeyen müşteri grubuna kıyasla varlıklarını %27 oranında daha az nakite çevirdi.


Duygusal ve ön yargılara dayalı yatırım kararları alınması yatırımcıların getirilerinde uzun vadede önemli düşüşlere sebep olabilir. Yatırımcıların hatalı kararlar almasını engellemek amacıyla “Nudge” (Dürtme) yöntemi, “Project Bear’da” olduğu gibi olumlu sonuçlar verebilir.


Fortune Dergisinin paylaştığı haberin detaylarına 
buradan ulaşabilirsiniz.


Fintech, dijital dönüşüm ve finansal okur-yazarlık hakkındaki diğer yazılarımıza 
buradan ulaşabilirsiniz.

Robo-danışmanlık platformlarındaki insan etkileşiminin eksikliği “kara kutu” olarak görülmelerine neden oluyor ve bu durum robo-danışmanların karşılaştıkları en büyük engel olarak gözüküyor. Ancak Maximilian Gerber ve Christoph Merkle tarafından gerçekleştirilen çalışmaların sonuçları bu engelin gözüktüğü kadar büyük olmadığı yönünde. 114 kişinin katılımı ile gerçekleşen araştırmada, katılımcılar ilk olarak insanların robo-danışmanlara karşı tutumlarını anlamak amacıyla hazırlanmış anket sorularını cevapladılar. Araştırmanın ikinci aşaması olan deneyde ise katılımcılardan paralarını bir makineye veya insan danışmana teslim etmeleri istendi. Sonrasında, insan veya makine danışmanlar bu paralarla birkaç sefer hisse ve bono yatırımı yaptı. Katılımcılara yatırımlarının getirilerini gösterildikten sonra deneye başladıkları danışmanlarla devam etme veya diğer danışmana (insan veya robot) geçiş yapma hakkı verildi. Katılımcıların yaptıkları tercihler, insanların gerçekten robo-danışmanları kullanarak yatırım yapmaya karşı isteksiz olup olmadıkları ve robo-danışmanlara karşı duydukları güveni insan danışmanlara göre daha hızlı kaybedip etmedikleri konusunda araştırmacılara bilgi verdi.


Araştırmanın sonuçlarını özetlemeden önce, bir uyarıda bulunmam gerekiyor. Tecrübelerime göre genç yatırımcılar daha yaşlı yatırımcılara kıyasla bilgisayar tabanlı yatırım teknolojilerine çok daha sıcak bakıyor. Ancak şu anda, dünyadaki toplam özel varlığın büyük bölümü daha yaşlı (50 yaş ve üstü) yatırımcıların elinde bulunmakta. Gerçekleştirilen deneyde ise katılımcıların yaş ortalaması 22.8’di. Bu nedenle deneyin sonuçları bir nebze robo-danışmanların lehine çıkmış olabilir. Ancak önümüzdeki yıllarda, dünyadaki birikimlerin genç nesle transfer olacağı göz önünde bulundurulduğunda, bu deneyin sonuçlarının yakın geleceğe ışık tuttuğu söylenebilir.


Yapılan çalışmada katılımcıların yatırımlarında insan veya robot danışman tercih etmek olasılıklarının eşit olduğunu saptanmıştır. Yatırımcıların robo-danışmanlara karşı tutumu hakkında yapılan ankete göre; yatırımcıların, insan danışmanların nitel bilgi toplama ve aşırı durumları yönetmede daha başarılı olduklarına inanmalarına rağmen, robo-danışmanların daha yüksek getiri sağlayacaklarına inandıkları ortaya çıkmıştır. Daha yüksek getiri elde etme beklentisi katılımcıların robo-danışmanlar aracılığıyla yatırım yapma isteklerini artırmış gibi gözüküyor. Bu nedenle deney sırasında, özellikle robo-danışmanların insan danışmanlara göre daha iyi performans gösterdikleri dönemlerden sonra, yatırımcılar robo-danışmalara hucum ettiler.(aynı gerçek hayatta olduğu gibi yatırımcılar geçmiş getirilerin peşinden gidiyorlar). Ancak insan danışmanların robo-danışmanlara göre daha yüksek performans sergiledikleri dönemlerden sonra katılımcılar insan danışmanlara yüksek oranda geri dönmediler. Katılımcılara yatırımlarının getirileri gösterildikten sonra robot danışmandan insan danışmana ve insandan robot danışmana geçmek isteyen katılımcıların arasında anlamlı farklılıklar oluşmadı.


Kısacası, yeni nesil yatırımcıların birikimlerinin insan danışmanlar yerine robo-danışmanlar tarafından yönetilmesinden son derece mutlu oldukları gözükmektedir. Robo-danışmanlar gerçek sınavını bir sonraki “ayı piyasasında” vereceklerdir. Şimdilik robo-danışmanlar varlık yönetimindeki market paylarını artırmaya oldukça hazır gözüküyor.


Joachim Klement’in paylaştığı blog yazısının orijinal metnine 
buradan ulaşabilirsiniz.


Fintech, dijital dönüşüm ve finansal okur-yazarlık hakkındaki diğer yazılarımıza 
buradan ulaşabilirsiniz.

Burak Arslanpay

İnfina Yazılım A.Ş.

Genel Müdür Yardımcısı