Robo Danışmanlık Nedir?
Burak Arslanpay
Varlık yönetimi günümüzde yalnızca seçkin bir grup yatırımcının faydalanabildiği bir hizmettir. Bu hizmetin özellikle az sayıda ve yüksek varlığa sahip yatırımcı kitlesine sağlanmasının sebebi varlık yönetimi hizmetlerinin yüksek maliyetli olmasıdır. Komisyon bazlı gelir yapıları sebebiyle bu kurumlar müşterilerinin sadece belirlenen bir minimum tutarın üzerinde hesap açmalarına izin veriyorlar. Böyle bir sistem belli bir birikim miktarına ulaşamamış genç yatırımcıların yatırım hizmetlerinden faydalanmasına engel olurken aslında varlık yönetimi yapan firmaların son derece büyük bir müşteri kitlesine ulaşmasını da imkansız kılıyor. Portföylerin manuel olarak yönetildiği bir ortamda bu durum zaten kaçınılmazdır. İlk robo-danışmanların ortaya çıkmasını sağlayan sebep, işte bu geniş müşteri kitlesine ulaşabilme isteğidir.
Robo-danışmanlık sistemi, yatırım danışmanlığı ve portföy yönetimi süreçlerini birleştirip otomatize ederek geniş bir kullanıcı kitlesine yönelik hizmet verebilen, insan müdahalesinden kaynaklı hata riskini en aza indiren veya tamamen ortadan kaldıran bir teknolojik girişim, bir yazılım uygulamasıdır. Bu yapısı sayesinde, sunduğu hizmeti geleneksel portföy yöneticiliğine göre daha düşük bir maliyetle sağlamakta, dolayısıyla hitap ettiği müşteri kitlesini genişletebilmektedir.
2008 yılında ortaya çıkışının ardından robo-danışmanlık uygulamaları ciddi bir mesafe katetti. 2015’te dünya çapında 2,8 milyon müşteriye hizmet veren robo-danışmanların kullanıcı sayısı, 2016’da 5,7 milyona yükselmiştir. Amerika Birleşik Devletleri’nde 2017 itibariyle yaklaşık 150 robo-danışmanlık uygulaması farklı yöntemlerle yatırımcılara hizmet vermektedir. Avrupa Birliği’nde bu sayı 70’in üzerindedir ve sadece Almanya’da 40 robo-danışmanlık şirketi bulunmaktadır. Robo-danışmanların, profesyonel yatırım danışmanlığı ve portföy yönetimi hizmetlerini düşük maliyetli ve daha ulaşabilir kılmasının bir sonucu olarak, kullanıcı sayısının hızla artmasını bekliyoruz.
Robo-danışmanlık uygulamaları söz konusu olduğunda iki farklı sistemden bahsedilebilir.
Tam Otomatik Robo-Danışmanlık: Müşterinin sisteme kolaylıkla üye olması ile başlayan ve risk profilini belirlemesinin ardından tüm süreci uygulamanın yönettiği robo- danışmanlık sistemleridir. Genellikle uzun vadeli yatırım yapmak isteyen küçük yatırımcı profilinin tercih ettiği yapılardır.
Robo Hibrit: Robo-danışmanlık hizmetlerinin hızından, objektifliğinden ve düşük maliyetinden faydalanırken, gerektiğinde bir insanla da iletişim kurabilmek isteyen müşteriler için uygulanan bir sistemdir. Gerekli olan insan kaynağı ve şube ağına sahip olmaları nedeniyle, aracı kurumlar ve portföy yönetim şirketleri tarafından uygulanabilir. Hibrit uygulamalar müşteri ile iletişim kurmanın yanı sıra, portföy dağılım hesaplamalarına finans profesyonellerinin görüşlerinin katılmasını da kapsar. Black-Litterman olarak bilinen bu model, birçok robo-danışmanlık uygulamasının altyapısını oluşturur.
Dünyada kuşaklar arası servet dağılımına baktığımızda, genç nüfusun varlıklarının nispeten daha küçük olduğunu ve varlıkların büyük bir bölümünün X jenerasyonuna ait bireylerde toplandığını görüyoruz. PwC’nin 30 Ekim 2017’de yayınladığı bir araştırmasında, 2016 yılında 85 trilyon dolar olan toplam yönetilen varlık miktarının 2025 yılında 145 trilyon dolara ulaşacağı öngörülmektedir. Önümüzdeki yıllarda X kuşağının mal varlığının, teknolojiyi ve dijital ortamları sıklıkla kullanan Y ve Z kuşaklarına aktarılacak olması da göz önünde bulundurulduğunda, 2025’te robo-danışmanlık sistemleri tarafından yönetilen varlık büyüklüğünün en mütevazı tahminle 20 trilyon dolar civarlarında olması beklenebilir. Bu, robo-danışmanların 2017 sonundaki 200 milyar dolarlık büyüklüğünü 8 sene gibi bir sürede 100’e katlaması anlamına geliyor. Bu bakımdan genç jenerasyon müşterileri bir an önce kazanmak büyük önem taşımaktadır.Ancak bu noktada başarılı bir robo-danışmanlık sistemi kurmak isteyen finansal kuruluşların nasıl bir altyapı kurması ve hangi noktalara yoğunlaşması gerektiği gibi sorular gündeme gelmektedir. Bir sonraki yazımda bu başlıkları daha detaylı ele alacağım.
Burak Arslanpay
İnfina Yazılım A.Ş.
Genel Müdür Yardımcısı