İnfina Blog

Türkiye’de Robo-Danışmanlık Uygulamaları

Türkiye’de Robo-Danışmanlık Uygulamaları

Türkiye, tasarruf açığının yanı sıra, mevcut tasarrufların yatırıma yönlendirilmesinde henüz hedeflediği etkinlik seviyesine ulaşmamış bir ülke. Türkiye’deki toplam tasarrufun %60–65’i sabit getirili ürünlerde, %20–26’sı yabancı para hesaplarında ve sadece %10’u hisse senedi, altın ve benzer riski ve dolayısı ile getirisi yüksek ürünlerde. Bu durumda tasarrufların net getirisi negatif oluyor. Benzeri bir durumu, bireysel emeklilik sistemi katılımcılarında da görüyoruz. Toplam BES fonlarının sadece %10’u hisse senedinde iken, %65’i sabit getirili ürünlerde. 2016 yılında OECD ülkeleri içinde BES sistemi negatif reel getiri sağlayan tek ülke Türkiye ve 2017 beklentileri de bundan farklı değil. Halbuki geniş kitlelere yatırım danışmanlığı hizmeti verebilecek robo-danışmanlar ile küçük ve orta ölçekli tasarruf sahiplerinin birikimi, güncel şart ve gelişmelere bağlı olarak daha yüksek getiri getirebilecek araçlara kaydırılabilir. Aynı zamanda robo-danışmanlarla, değişen şartlarla beraber daha az değer kaybedecek ürünlere yönelmek mümkün.

Bireysel emeklilik sisteminden örnek vermek gerekirse, 80 milyar TL’lik fon toplanan sistemde 2016 senesinde -%5 seviyesinde olan reel getiriyi +%5’e çekecek robo-danışmanlık yönlendirmeleri olsa, 2016 senesinde 60 milyar TL seviyesinde olan fon toplamı 2017’ye 66 milyar TL olarak yansırdı. Bu da sektöre ek bir katkı getirirken, ekonomideki toplam birikimi artırır, cari açığın kapanmasına destek verebilirdi.

Türkiye’de yatırım danışmanlığı maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle sadece belirli birikimin üzerinde varlığa sahip olan yatırımcılar bu hizmeti alabiliyor. BES ve bankacılık sisteminde özel müşteri kavramı ile toplam tasarruf yapan kitlenin sadece %1’ine etkin danışmanlık hizmeti verilebiliyor. Bunun yerine etkin yönetilen bir robo-danışmanlık uygulaması ile şu anda hizmet verilen tasarruf sahiplerinin elinde tuttuğu varlığın onlarca kat fazlasına yönetim danışmanlığı verilebilir. Bu sayede etkin yönetim ve yönlendirme yapılarak toplam fonların artması ile kişilerin güveni de sağlanacağından tasarruf eğilimi artacaktır.

Robo-danışmanlık Türkiye’de öncelikle bireysel emeklilik sistemindeki oyuncular için uygulanabilir. Milyonlarca kişiye, risk profilleri göz önüne alınarak danışmanlık verilebilir, etkili bir izleme ile gerektiğinde tekrar değerlendirilerek raporlamalar ile katılımcılar bilgilendirilebilir. Robo-danışmanlık hizmetleri ile BES katılımcılarına varlık yönetimi hizmeti veren kurumlar, aynı zamanda farklı algoritmaları kullanabilme esnekliği, etkin raporlama ve çok sayıda tasarruf sahibine hızlı ve tutarlı ulaşma fırsatı bulabilir. Bu durumda robo-danışmanlık hizmeti veren bireysel emeklilik şirketlerinin diğerlerinden birkaç adım önde olması kaçınılmaz.

Aracı kurumlar ve özel bankacılık sektörünün hizmet verdiği tasarruf sahipleri de robo-danışmanlıktan etkin olarak yararlanabilir. Bu hizmeti hiç almayan, alabileceğini düşünmeyen yeni kuşağın tasarruf yapmasını sağlayacak robo-danışmanlık ile bu kurumlar, kişilerin doğrudan hisse senetlerine veya borsa yatırım fonları aracılığı ile farklı varlık sınıflarına yatırım yapmasını sağlayabilir.

Yapay zeka katkısının sağlanmasıyla beraber, yatırımcıların tüm varlıkları göz önüne alınarak ödeme ve gelir/gider dengelerini de gözeten robo-danışmanlık hizmetinin kullanımı en çok beş sene içinde geniş kapsamda yaygınlaşacaktır. Varlık yönetimi sektörünün de bu konudaki çalışmalarını fintech şirketleri ile birleştirerek ihtiyaca yönelik reel çözümler üretmesi, Türkiye’de tasarrufların artması ve etkin büyümesi için büyük önem taşıyor.

Burak Arslanpay
İnfina Yazılım A.Ş.
Genel Müdür Yardımcısı