Rekabetin Yeni Anahtarı: Algoritmik İşlemlerde Derinleşen Dijital Dönüşüm

Rekabetin Yeni Anahtarı: Algoritmik İşlemlerde Derinleşen Dijital Dönüşüm

Rekabetin Yeni Anahtarı: Algoritmik İşlemlerde Derinleşen Dijital Dönüşüm

İnfina Yazılım Trade Ürün Yöneticisi Ufuk Kocacık ve İnfina Yazılım Trade Ürün Direktörü Volkan Karakoçak, Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği tarafından yayınlanan Kurumsal Yatırımcı Dergisi Nisan 2025 sayısı için “Rekabetin Yeni Anahtarı: Algoritmik İşlemlerde Derinleşen Dijital Dönüşüm” başlıklı yazıyı kaleme aldı. Derginin tamamına ulaşmak için buraya tıklayın.

Finansal piyasaların son birkaç on yılında algoritmik trading (algoritmik işlemler), hızla ana akım haline gelerek işlem süreçlerini kökten değiştirmiştir. Bilgisayar algoritmaları tarafından otomatik olarak verilen emirler; hisse senedi, döviz (FX) ve emtia piyasalarında işlem hacminin önemli bir bölümünü oluşturur. Bu dijital dönüşüm, işlem hızı ve maliyetlerinde çarpıcı iyileştirmeler sağlarken; piyasa yapısı ve rekabet dinamiklerini de yeniden şekillendirmiştir. Özellikle Kuzey Amerika ve Asya-Pasifik ülkelerinde yüksek frekanslı alım satımın (HFT) yükselişi, piyasa yapılarını dönüştürmüş, fiyatlandırma verimliliğini artırmış, spreadleri azaltmış ve yatırımcılar arasındaki rekabeti bir hayli artırmıştır.

Rekabetin Yeni Anahtarı: Algoritmik İşlemlerde Derinleşen Dijital Dönüşüm

Bu dönüşümü grafiksel olarak da destekleyen çalışmalardan biri, 2004–2016 yılları arasında varlık sınıflarına göre algoritmik işlem hacmi paylarını karşılaştıran Goldman Sachs ve Aite Group verilerine dayanmaktadır. İlgili verilere göre; hisse senedi piyasalarında algoritmaların payı 2010 itibarıyla %50’yi aşmış ve 2016’da %60–70 aralığına ulaşmıştır. Vadeli işlemler ve opsiyon piyasalarında da benzer bir artış gözlemlenmiş; döviz ve sabit getirili kıymetlerde daha kademeli olsa da artış trendi devam etmiştir. Bu eğilim, algoritmik trading’in yalnızca bir yenilik değil, varlık sınıfı fark etmeksizin kalıcı bir paradigma haline geldiğini göstermektedir.

Türkiye de bu küresel dönüşüm sürecine paralel olarak, özellikle son 5 yılda algoritmik işlem teknolojilerine hızla adapte olmaya başlamıştır. Borsa İstanbul’da yapılan işlemlerin önemli bir bölümü artık algoritmik sistemler üzerinden gerçekleşmekte; özellikle kurumlar arası piyasalarda algoritmik işlem oranı günden güne artmaktadır. 2024 yılı itibarıyla, Borsa İstanbul’da günlük işlem hacminin yaklaşık %30-35’inin algoritmik sistemler üzerinden gerçekleştiği tahmin edilmektedir. Bu oran, gelişmiş piyasalardaki %60-70 seviyelerine göre daha düşük olsa da artış trendi devam etmektedir ve yerli teknoloji sağlayıcılarının geliştirdiği ürünlerle birlikte, bu oran her geçen yıl çift hanelere varan oranlarda yükselmektedir.

Algoritmik trading sistemleri, günümüz finansal kuruluşlarının vazgeçilmez araçları arasına girmiş olup küresel piyasalarda verimliliği artıran bir dijitalleşme devrimi yaratmıştır. Daha iyi fiyatla ve daha hızlı işlem yapma talepleri, getiri arayışları ve gelişmiş matematiksel modellemeler; algoritmik stratejilerin çeşitlenmesini sağlamıştır. Bu sayede işlem süreleri milisaniye düzeyinden, piyasadan gelen bir fiyat güncellemesi (tick) ile bu veriye yanıt olarak verilen emir arasındaki süre olarak adlandırdığımız “tick to trade” süreleri açısından mikrosaniye ve nanosaniye düzeyine inebilmektedir. Bu da, saniyenin milyonda ve milyarda birine denk gelen süreleri ifade etmektedir.

Bu verimlilik yalnızca hızlı işlem yapabilme kapasitesine değil, aynı zamanda işlemlerin uçtan uca yönetildiği bütünsel bir altyapıya bağlıdır. Emir üretiminden, risk kontrolüne, borsa bağlantısından geri bildirimlerin işlenmesine kadar olan tüm süreçlerin otomatikleştirilmesi ve entegre biçimde çalışması; algoritmik işlemlerde başarının temelini oluşturur. Bir uçağın parçaları gibi tek başına uçmayan fakat birleştirildiğinde harikalar yaratan bu sistemler; güçlü algo motorları, OUCH gibi düşük gecikmeli iletişim protokolleri, FPGA (Field Programmable Gate Array) donanımları ve kolokasyon gibi yöntemlerle birleştiğinde çok ciddi bir rekabet avantajı yaratmaktadır.

Büyük hacimli işlem yapan kurumsal yatırımcılar, ellerindeki hisse pozisyonlarını piyasa üzerinde minimum etkiyle alıp satmak için brokerların sunduğu algoritmik emir yürütme hizmetlerini yoğun biçimde kullanmaktadır. 2022 yılında Aite-Novarica Group iş birliğiyle The Trade tarafından yayımlanan "Algorithmic Trading Survey" araştırmasına göre, uzun vadeli portföy yöneten kurumların trader’ları; işlemlerinin ortalama %57’sini algoritmik emirlerle gerçekleştirdiklerini bildirmiştir (bu oran 2021’de %49 seviyesindeydi). Bu istatistik, algoların portföy yönetimi operasyonlarında ne denli yaygınlaştığının altını çizmektedir.

Bunun yanında, Allied Market Research’ın “Algoritmik Trade Piyasa Araştırması, 2032” raporuna göre; küresel algoritmik ticaret piyasası 2023’te 17,0 milyar dolar değerindeydi ve 2032’ye kadar 65,2 milyar dolara ulaşması; 2024’ten 2032’ye %15,9’luk bileşik yıllık büyüme oranıyla genişlemesi öngörülmektedir. Piyasanın bu hızlı büyümesi, yapay zeka, makine öğrenimi ve büyük veri analitiğindeki teknolojik ilerlemelerle desteklenmektedir. Kurumsal yatırımcılar ve hedge fonları, işlem verimliliğini artırmak, maliyetleri düşürmek ve gerçek zamanlı piyasa fırsatlarını değerlendirebilmek adına algoritmik işlemleri her geçen gün daha fazla benimsemektedir. Buna ek olarak, düzenleyici kurumların destekleyici tutumu ve yüksek frekanslı işlemlerin yükselişi de piyasanın genişlemesine ivme kazandırmaktadır.

Özetle, varlık sınıfı fark etmeksizin algoritmaların piyasa payı son yıllarda belirgin biçimde artmıştır. Gelişmiş piyasalarda işlem hacimlerinin yarıdan fazlası artık otomatik sistemlerden gelmekte; gelişen piyasalar da bu trende hızla ayak uydurmaktadır. Otomasyon sayesinde aracı kurumların operasyon maliyetleri, çalışan maliyetleri, işlem ve hız kapasiteleri artırıldığında, algo ürünlerini kullanmak rekabet gücünü korumak adına stratejik bir gereklilik haline gelmiştir. Tam da bu noktada biz, yatırımcıların karmaşık ihtiyaçlarını sadeleştiren, veriyle hareket eden ve regülasyonlarla tam uyumlu altyapılar sunarak bu dönüşümün güvenilir bir parçası olmayı hedefliyoruz.